Bugün kahvaltı yapamadan çıktım evden. Şirkette bir simitle kahvaltı gibi bir şey yaparak geçiştirdim öğünü.
Atelyeye geldiğimde ilk işim fazla mesai formlarını personel servisine iletmekti. Gittim, geçen hafta konuştuğumuzun aksine Bilgi İşlem’ geçmek istemediğimi ilettim. Zaten onlar da oranın mümkün olmadığını söyledir. Sağlık olsun. Bakalım 45 gün dolacak mı burada. Cezmi Hoca’dan rica edeceğim. Bu arada geçen hafta almam gereken kartımı da aldım. Üstünde eşek kadar STAJER yazıyor ve sicil numaram 0001 🙂 Sabah akşam kart geçirmeye başlıyoruz artık. Neyse ki geçen haftakileri ve bugünü işleyecekler. Boşuna gelip, oturmuş olmayacağız yani 🙂
Sabahtan “sadece ve sadece” kitap okudum. Yemekten sonra biraz daha kitap okudum. Sonra Nazmi Abi çağırdı. Geçen haftaki bant programlarını bitirmişler, ufak tefek değişiklikler yapılacaktı. Onun için imalathaneye gittik. Biz oradayken bantlardan biri çalışmıyordu. Sensörden sinyal gidiyor, gelen sinyal motora da gidiyor fakat bant dönmüyordu. Farkettik ki motor da dönüyormuş aslında, ancak boşa. Çarkı çıkmış. Birkaç eleman uğraştı takamadılar, Nazmi Abi taktı. Daha önce de demiştim ya buradaki elektrikçiler aynı zamanda iyi birer mekanikçi. Mekanik işlerini de kendileri görüyorlar.
Atelyeye geri geldiğimde kitap okumaya devam ettim ve “Sevdalinka”yı sonunda bitirdim. Kimilerinin aksine çok beğendiğimi itiraf etmeliyim. Üzerimdeki Ayşe Kulin önyargısı da kırılmış oldu böylece. Sevdalinka tekrar kitap okuma açlığı yarattı ayrıca ben de. Neden sevdiğim konusuna gelince, sanırım tarihi anlatması ve çeşitli aşkları güzelce işlemesi. Sevgiliye, dine, milliyete gibi…
Bugün staj için yine bir şey yaptığım söylenemez. Biraz getir götür, biraz da fabrikada gezinti işte.
Bugün spor salonuna da başladım ayrıca. Yiğit’le birlikte başladık hatta. Göbek yapmışız söylemesi ayıp 🙂 Çok çalışmam lazım çok 🙂