Hoşbulduk Güzel İzmir’im!
Hoşbulduk Güzel İzmir’im!

Hoşbulduk Güzel İzmir’im!

İzmir'i Seviyorum!

Cumartesi günü 14.30 sularında başlayan ve pazar günü 09.30 sularında biten,  yaklaşık 19 saatlik, 6 araçlık yolculuğumun ardından üç aydır bulunduğum Mons‘tan Güzel İzmir‘ime döndüm.

Ne çok özlemişim yurdumu!

Buralardan/oralardan en çok neleri özlemişim/özlerim:

İnsanı! : Evet çok net insanı özledim. Yolda belde, insanları görmeyi, saat 18’den sonra dışarıda hayat olduğunu bilmeyi! Dün neyse ki güzel Karşıyaka’mın sahilinde ve çarşısında dolaştım ve özlediğin insanımı gördüm. Daha özelleştirmek gerekirse, annemi, babamı, arkadaşlarımı, akrabalarımı 🙂

Yemeği! : Yaşasın yemek yemek! Dün geliyor olmam sebebiyle özenle hazırlanmış sofraya oturdum, nutkum tutuldu! Adam akıllı yemek yemeyi o kadar özlemişim ki, baktım baktım yiyemedim çok bir şey! : ) Ama çok özlediğim çayı bol bol (7 bardak çay!) içtim. Sıcak içilenlere özlemim dinmiş değil! Oralarda yemek hakikaten çileydi… Neyse ki bitti 🙂

Sıcak havayı! – Mons’un daha doğrusu Belçika’nın havası yanar dönerli oluşuyla İzmir’e benzerdi. Ama İzmir solda sıfır kalır! Güneşi, bulutu, yağmuru ne zaman nasıl göreceğin hiç belli değildi. Bu sene orada yaz mevsimi yaşadığımı anlayamadım. Gelmeye yakın havalar artık soğumuştu. İzmir’e belki de en güzel havasında geldim, Eylül’de!

Uyumayı! : Evet bugün biraz abartıp, 16 saat uyumuş olabilirim ama 2 günlük ortalama 8 saat uyumuş oldum sayesinde! : ) Hem de temiz yatakta, kafanı koyabildiğin doğru düzgün bir yastıkta uyumayı!

Oradayken buraları çok özlemiştim, tabi buradayken de daha şimdiden oralardan özlediklerim var.

İnternet! : Çılgın bir internet sahibiydik orada. Saniyede 4-5 Mb veri indirebilme olanağı sağlayan interneti özlüyorsun tabi doğal olarak, hele ki evdeki 1 Mbps(yaklaşık saniyede 100 Kb veri indirebilme olanağı) interneti görünce!

Yasaksızlık! : Böyle bir kelime var mı ürettim mi bilmiyorum ama yasakların olmadığı özgürlüğün hak olarak insanlara verildiği bir yerden gelip, Türkiyemin yasakçı zihniyetine kavuşmak çok acı. Orda her an her şekilde her internet sitesinde fink atabilirken buraya gelince daha youtube’a normal yollarla giremiyorum. Megaupload’u şunu bunu geçtim de hala youtube yok, şaka gibi. Benim anladığım, yasaklarla hiçbir yere gelemeyecek olmamız. Çünkü Türk aklıyla bu yasakları aşmanın yolunu öyle ya da böyle buluruz!

Yayaya saygı : İnsanlar yolun kenarında da beklese araçlar 20 metre öteden durup yol veriyordu. Yola atlasan zınk diye duruyorlardı. Şimdi nasıl ben ölümüne atlarım bu trafikte : )

Zaman Kavramı : Olm burada hayata yetişmek diye bir şey yok, o da seninle birlikte geliyor zaten! Mons’ta hayatın sana yetişmesini beklemek zorundaydın, o kadar yavaştı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir